Skip to main content

Çocukluğum, my childhood

*I wrote about my childhood in Turkish. Please feel free to correct my mistakes in the comments! :)

Eskiden Plano'da Texas'ta yaşıyordum. Çocukluğum Plano, Texas'ta evin arka bahçesinde ve mahalle parkta kardeşlerimle geçirdik. Bahçede çimenler, domatesler, güller, çiçekler ve ağaçlar vardı.

Yılda bir kez bir sıcak hava balonu festival vardı. Babamın bisikletinin çocuk koltuğu içinde ben ve babam parkta gidiyorduk. Eskiden babam zayıftı şimdi yok. Balonlar çok güzeldi. Bazen balonlar evimizin üzerinde uçtu ve arka bahçesinde balonlar izledik. Balonların üzerinde popüler çizgi film karakter vardı. Snoopy balonu en sevdim.

Çocukken gökyüzünde büyük bulutlara bakıyorduk. Hayal gücümüz kullandıyorduk. Hayvanların bulutları gördüyorduk. Hem ejderhalar hem de tavşanlar bulutları hayal ediyorduk. Bizim hayal gücümüz kuvvetliydi.

Annem bahçede saçlarımız keserdi. Saçlarım kısa keserdi ve uzun perçemi beni yapardı. Gözlerim dışında saçlarım tutmak için plastik toka takardım. Gençken mavi plastik gözlük, küpeler ve boncuk kolyeler takardım. Mor pamuklu elbiseleri giydim. Güzel hissederdim.

Bahçedeki çilekler ve böğürtlenler toplardık. Akşam yemeği yedikten sonra çilekli yoğurt yerdik. Lezzetli olurdu.

Bahçede kalın bir elma ağacı vardı. Elma ağacının çiçekleri hem beyazdı hem de pembeydi.  Çiçekler vardı ama elmalar yoktu. Asla elma olgunlaştırmıydı. Bu elma ağaçta tırmandım. Hem güçlüydü hem de macerasıydı. Ağacın üzerinde kitapları okudum.

Çocukların edebiyatı seviyordum. Haftada bir kez kütüphaneye annemle gidiyorduk. Yeni kitabı hakkında konuşuyorduk. Toprak solucanları yeme bir çocuk hakkında bir kitap okuyorduk. Evde dondurma ve şeker solucanları yiyorduk. Dondurma ve gerçek toprak solucan yeme düşünüyordük. Bir kez kız kardeşim bir böcek yedi gördüm. Yaramazdı.

Bahçenin böcekleri çok vardı. Gün boyunca karıncaları, hanımböcekleri, toprak solucanları ve yusufçukları izliyorduk. Bazen evde örümcekler bulunuyorduk. Her zaman kavanozla örümceği yakaladı ve bahçeye serbest bırakıyordum. Asla annem böcekleri öldürmüdü. Babam ve annem aynı şeyi nasıl bizim öğrettiler.

Geceler bahçede ve parkta ateşböcekler çok vardı. Cıvıl cıvıl cırcır dinliyorduk. Kavanoz içinde ateşböcekler yakaladık. Ateşböceklerin ışığı izlemek için evde kavanoz getiriyorduk. Onları seyrettikten sonra bahçeye dönüyordük. Kavanozı açıldık ve ateşböcekleri serbest bırakıyorduk. Doğaya ateşböcekleri dönüyorduk.