I just translated a short article about Cyprus from Turkish to English, learning some new vocabulary along the way:
amacıyla | with the purpose of |
bağımsızlık | independence |
baskı kurmak | to pressure |
bayrak | flag |
Bilincinde olduğumuz diğer bir konu | Another issue to be aware of |
Bu memleketin gerçek sahibi | this country's real owners |
cumhuriyet | republic |
elimizden alınmıştır | it is taken from our hands |
göç yasalar | immigration laws |
halkların kardeşlik | the people's brotherhood |
hükümetler | the governments |
illegal yerleşikler | illegal residents |
inşa etmek | to build |
işgalin ardından | following the invasion of |
kabul etmek | to agree |
kendi kaderlerini tayin etmek | to determine their own destiny |
kimlik | identity |
Kıbrıs milliyetçiliği | Cypriot nationalism |
Kıbrıs’ın kuzeyinde | North Cyprus |
Kıbrıslılar | Cypriots |
maşalar | myths |
naralar | cries |
politikalar | policies |
sağlamak | to provide |
samimiyetsiz | insincere |
savunmak | to advocate |
sömürgeciler | colonialists |
sorununa bakışımız | our view of the problem |
soykırım | genocide |
tam bağımsızlığını savunur | advocates full independence |
tamamıyla | totally |
toplumsal varoluş mücadelesi | social struggle for existence |